5 Nisan 2009 Pazar

Obama Türkiye'de

ABD Başkanı Barack Obama, resmi ziyaret çerçevesinde temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye geldi.ABD Başkanlık uçağı "Air Force One" ile Ankara'ya gelen Obama ve beraberindeki heyeti Esenboğa havaalanında Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Mehmet Emin Alpman, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve diğer yetkililer karşıladı.Obama yarın da İstanbul'a geliyor.Trafik sıkışıp ,telefonlar kilitlenebilir deniyor yani ben öyle duydum belki derslerde iptal olur ...:P

28 Mart 2009 Cumartesi

Uçuş fobisi; titiz, mükemmeliyetçi, kontrolcü ve stresle başetme sorunları yaşayan kişilerde yaygın olarak görülüyor. Uçak kazalarından sonra TV'lerin yaptığı canlı yayınlar, fobisi olanların durumunu daha da şiddetlendiriyormuş.Uçuş fobisi mükemmeli arayan titiz insanları bulurInternational Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Ayas, uçuş fobisi hakkındaki soruları yanıtladı:* Uçuş korkusu ne zaman bir fobiye dönüşür? Uçuş korkusu insanların pek çoğunda vardır. Ancak henüz ortaya çıkmamış olabilir. Çünkü eğer bir kişinin uçağa binmesi gerekmiyorsa, o kişi uçuş fobisi olup olmadığını test edemeyebilir. Ancak bir gün uçağa binmesi gerektiğinde bu korku ile tanışabilir. Bir kişi eğer uçağa binmeden günlerce önce gerginleşmeye ve endişelenmeye başlıyorsa ya da uçağa binerken çok tedirgin oluyorsa, uçuş fobisine aday olduğu söylenebilir. Bazı kişilerde ise uçakta panikleme ve bir an önce uçaktan aşağı inme isteği biçiminde kendini gösterebilir. Bu gerginlik ve endişeler nedeniyle eğer kişi uçağa binmeyi erteliyorsa ya da binmiyorsa, bu kişinin uçuş fobisi olduğu söylenebilir.

KORKSA DA BİNİYOR

* Kişi uçmaktan çok korkuyor ama yine de biniyorsa, onunkine hastalık denir mi? Bu daha iyi bir durumdur. Birçok kişi uçaktan korkmasına rağmen uçağa binmeyi başarabilir. Ancak bir süre sonra stresli ya da türbülanslı bir uçuş sonrasında uçuş fobisi daha fazla yoğunlaşabilir ve kişinin uçağa binmesini engelleyebilir. Hiç binememe kadar olmasa da, bir rahatsızlık olarak değerlendirilebilir.
* Uçuş fobisi kimlerde görülüyor? Toplumun her kesiminde görülebilir. Ancak titiz, mükemmeliyetçi, kontrolcü ve stresle baş etmede sorunlar yaşayan kişilerde daha yaygın olarak görüyoruz. Ortalama 20-40 yaş arasında daha çok karşımıza çıkıyor
* Uçuş fobisi ilk kez uçağa binildiğinde mi olur? Yoksa sürekli uçağa binen insanlarda bir gün aniden ortaya çıkabilir mi?Her ikisi de olabilir. Bazen uçağa hiç binmemiş bir kişi uçaktan çok fazla korkabilir. Çünkü hiçbir tecrübesi yoktur. Başına nelerin gelebileceğini pek kestiremez. İkincil uçuş fobisi ise, kişinin bir süre uçak ile seyahat ettikten sonra uçuş gerilimine artık katlanamaması ve uçamaması şeklinde olmaktadır. Burada mutlaka ek etkenler aranmalıdır. Eşlik eden ek psikiyatrik bir sorun ya da stres artışına bağlı olarak uçuş korkusu gelişebilirmiş.Gazete okurken dikkatimi çektide uçaktan korkan arkadaşlar için koydum buraya çnkü ara ara şiddetli türbulanslara grdiğinde bnde korkuorum..

22 Mart 2009 Pazar

Belleğinizi nasıl güçlendirirsiniz ?

Yaş ilerlemesine bağlı oluşan bellek kaybı, günlük yaşamda büyük sıkıntılara yol açsa da aslında önlenebilir bir rahatsızlık. Tıpkı olası yıkıcı etkilerinin önlendiği veya oluşmuş hasarın bir kısmının geriye döndürülebildiği diğer yaygın hastalıklarda olduğu gibi...
Bellek konusunda dünyaca tanınmış otoritelerden biri olan Dr. Aaron P. Nelson’ın kaleme aldığı “Belleğinizi Nasıl Güçlendirirsiniz?” adlı kitap, belleğin nasıl çalıştığını, bellek kaybı problemlerini, bunun nedenlerini ve tedavi şekillerini anlatıyor. Acıbadem Sağlık Grubu ve Optimist Yayınları’nın Harvard Tıp Okulu rehberliğinde yayımladıkları kitap, bu alanda merak ettiğiniz her türlü sorunun yanıtını içeriyor. Bellek kaybının baş müsebbipleri arasında stresin yer aldığını göz önünde bulundurursak, iş dünyasını yakından ilgilendiren bu kitapta yer verilen basit önlemlerle yaşa bağlı bellek zayıflamasına karşı mücadele edebilir, konsantre olma, bilgiyi belleğe alma ve daha sonra hatırlama yeteneğinizi geliştirebilirsiniz.

İYİ BİR BELLEĞE SAHİP OLMAK İÇİN

* Oturmayın, düzenli egzersiz yapın
* Takviye olarak vitamin alın
* İnsan içine karışın
* Mutfağınızı sağlıklı yiyeceklerle donatın
* Uykunuza dikkat edin
* Mutlaka yeni şeyler öğrenin
* Biraz alkol alın
* En küçük şeyi dert etmeyip, stresi yönetin
* Lütfen hayata bağlanın
* Laçkalıktan kurtulun, düşüncelerinizi ve hayatınızı organize edin.
* Etkili önlemlerle beyninizi darbelerden koruyun.
* Kesinlikle başarabilirsiniz! Pozitif tutumunuzu sürdürün. (:

14 Mart 2009 Cumartesi

SADECE 3 SAAT

TCDD trenleriyle Ankara'dan Kütahya'ya yolculuk 3 saate indi. Ankara-Eskişehir hattında hizmete giren Yüksek Hızlı Tren'le (YHT) Eskişehir'e 1 saat 25 dakikada gelen yolcular, buradan Kütahya'ya raybüslerle 79 dakikada ulaştı. BENCE SÜPERRR =)))

7 Mart 2009 Cumartesi

07.03.09

Bu h.sonu izmre geldimmm :)))
hava müthişş
pztsi tekrar ist.a dönücem umarım İstnbulda sıcaktır artık üşümek istemiorm :P

2 Mart 2009 Pazartesi

KASABA'NIN TALİHİNİ DEĞİŞTİREN KEDİ: DEWEY


Basit bir kasabanın basit insanlarından ve yavru bir kediden böylesine okunası bir roman çıkması insana hem okuma cesareti veriyor hem de yazarı kıskanacak duygular salıyor…
Dewey’i iade kutusunda bulduklarında, donmak üzere olan bir kedinin bir kasabayı tamamen değiştireceğini gerçekçi bulmuyor iseniz sizi de Spencer’a davet etmek isterim diyor yazar… Vicki’nin o yoğun kütüphane temposu içerisinde bir taraftan kütüphaneyi yönetirken diğer taraftan kızı Jodi ile yaşadığı başarısız iletişiminin bir anne üzerindeki etkilerini okumaya davet ediyorum diyor yazar… Mütevazi hayatında Vicki düşüncelerini ve yaşamını okuyucusuna açtığında insana dair ne varsa, hepsini gözlemlemeye davet ediyorum diyor yazar…
Kütüphanenin personelinden başlayarak tüm müdavimlere, kütüphaneye yolu sonradan düşenlere, hakkındaki efsaneleri duyup gelenlere kadar adım adım gönülleri fetheden ve dergilerde gazetelerde boy gösteren , belgesellere bile konu olan Dewey’in hikayesini okuduğunuzda sorgulayacağınız birkaç düşünceden birinin hayvan sevgisi olduğunu görmek hiç de zor değilmiş…
Kütüphane’de Dewey ile vakit geçirirken, sokaklardaki kedilere daha bir dikkat ettiğinizi fark ettiğinizde sizdeki değişim de başlıyor demektir… Farkındalık başlıyor demektir…
Aslında kitap ne küçük kedinin şöhretini ne Vicki’nin trajik yaşamında hayata tutunuşunu, ne kütüphane müdavimlerinin gelip gitmesini anlatıyor… Kitap anı gözlemleyen insanların yaşamlarına ne katabileceklerini, aslında her canlının bir lisanı hal ile sizlerle konuştuğunu, küçük dokunuşların büyük yargıları değiştirmesini anlatıyor… Okurun, modern zamanlarda yolunun düşmediği, teknolojik değişimle evrim geçiren kütüphaneyi anlatıyormuş…
Diğer taraftan bir kütüphanenin nasıl cazibe merkezi olur sorularının cevaplarını da bulmak mümkün… Mesela Spencer’ın kütüphanesinde 4 yaşında ve daha büyük yaştaki çocuklar için uygulanan öykü saati neden kütüphanelerimizde olmasın dediğinizi göreceksiniz! Klasik filmleri kütüphanelerden CD-DVD vs olarak temin etmek hoş olmaz mıydı?Öykü saatleri ile kütüphane alışkanlığı edinmek, kütüphane kültürünü daha çocuk yaşlarda alıştıklarını görmek…Kütüphaneden alınan kitaplar için bir iade kutusu alışkanlığı geliştirerek , her an ‘aman kitap gelecek mi’ endişesi yaşamadan, sorumluluğun oluştuğunu görmek, hayvan sevgisi ve daha nicesi… Kesinlikle alıp okuycam hele birde içinde kedi olunca şahsen ben kedi hastası bir insanım :)

22 Şubat 2009 Pazar

2.dönem

Okul açıldı ilk hafta geçti bile.Ama korkuyorum çünkü bu dönem çok zor olcak gibi TK ödevlerindende anlaşıldığı gibi inşallah hepimiz için hızlı ve bir o kadarda iyi,kolay bi dönem olur